“Sil baştan başlamak gerek bazen
Hayatı sıfırlamak”
Published in Yetkin Yayın, May 4, 2021
Merhaba dostum ,
Hayat sence de çok tuhaf bir hal almaya başlamadı mı?
Konuşmayan dört duvar, hayattan uzak yeni bir hayat tasarısı, alışageldiğimiz tüm eskinin gerçekten eskide kalması, kendimizle sosyalleşme çabalarımız …
Yani kalakaldık kendimizle ,kalabalıklar içinde bulamadığımız , dinlemediğimiz, duymadığımız kendimizin farkına vardık.
Kimdi bu aynamızdaki yansımalarımızın gerçek şahsiyetleri?
Ben de bundan yaklaşık iki ay önce bu halde kendime bir çıkış yolu arıyordum. Kendimi arıyordum. Kimdim ben?
Kimdi bu aynamdaki yansımaların gerçek şahsiyeti?
Kendini ararken çıkmaz yollara sapan genç kız kimdi gerçekten?
Ona yüklenen tüm kalıplardan arınıp ulaşabileceği gerçekliği neydi?
Kendinden kaçarken kaybolduğu diyarlar nerenin başkentiydi?
Cesur muydu doğan güne gülümseyerek uyanacak kadar?
Uyandı belki de, uyuyan güzel gibi uykusundan: gerçekliğe, kendine, hayallerine…
Benimki de böyle bir hikayeydi dostlar.
Uyanabildim mi bilmiyorum: kendime ,hayallerime ,güzelliklere…
Belki de ,artık hayallerin sadece düşlenmek için olmadıklarını ortaya çabasını koyarken cesur kalanlara güldüklerini kavradım. Yine böyle bir arayıştayken arkadaşım Tülin Kışlak’ ın “Bir de Bakmışız ki Umduğumuzdan Farklı Yerlerdeyiz” yazısına denk geldim.
Kimi tesadüf der, kimi tevafuk …
Önümüze çıkar gelmesi gereken olaylar ,karşılaşılması gereken kişiler, dönüşmemiz gereken kişi ve bizi dönüştüren süreçler…
Ben de bundan sonra aksiyom almaya ve çabalamaya karar verdim. Ve İstanbul ‘a geldim.
Köyden kente gelen masum köylüler gibi bir başıma düştüm yola.
Kendimden kilolarca fazla eşyayla ve gitarımla. YetGen ‘den aldığım ilhamla hayatım bir şarkıysa eğer “Ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum!” dedim ve besteler yapmaya başladım .Güzel veya kötü ne önemi var ki ? “Benim” bestelerim sonuçta. Tıpkı gerçekleşmesini seçtiğim hayatım ve “ben” gibi…
Artık aklıma bir fikir geldiğinde onun gerçekleşiverdiğini düşünüyorum ve sonunda öyle de oluyor.
Evet evren bir dilek taşı değil ama hayallerimin önündeki tek engelin kendim olduğunu fark ettim.
Tüm ağırlığım ve karamsarlığımla orada duruyormuş meğer …
Peki kendimi hafifletip ümitvar olduğumda ne oldu?
Hayallerimi gerçekleştirmek için gereken azmi kendimde buldum.(Bu azime aç kalmak ve bayramda bile evden uzak kalmak gerekse bile 😱) Bu azmim ne kendini zorlama ne de bunu yapmaya mecbur etme şeklindeydi.
Sadece o hayale giderken gideceğim yolda yürümeyi istiyordum.
“Hayat bisiklet sürmeye benzer, dengede kalmak için devamlı ileri gitmeniz gerekir.”
Albert Einstein
Diyeceğim o ki dostlar İNANIN. Önce kendinize sonra HAYALLERİNİZE.
Ben YetGen ‘i ilk defa arkadaşım Hasan Can Yanar’dan duyduğumda ” Beni kabul ederler mi acaba ?”diye düşünmüştüm. Şimdi ise Yetkin Yazar’ım.
Yani dostum Tülin’in dediği gibi “Bir de Bakmışız ki Umduğumuzdan Farklı Yerlerdeyiz” ….
Hayat size nasıl gelirse gelsin, her doğan güneşe gülümseyerek cesurca selam vereceğiniz şimdi ve sonralar dileğiyle 💛